Sosyal Bilimler Lisesinden Ege Gezisi

Sosyal Bilimler Lisesinden Ege Gezisi NEVŞEHİR(MHA)  Nevşehir Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi öğrencilerine yönelik Ege bölgesi gezisi düzenlendi. Söz konusu geziye ilişkin yapılan açıklamada; “Okulumuzdan 40 öğrenci ve dört öğretmen ile Denizli Aydın ve İzmir illerimizin güzelliklerini yerinde görmek ve Dokuz Eylül Hukuk Fakültesini ziyaret etmek amacıyla Nevşehir’den hareket edildi. Güzel bir gece yolculuğunun ardından […]

 Sosyal Bilimler Lisesinden Ege Gezisi

31.05.2023 - 11:25

Güncelleme : 31.05.2023 - 11:25

Sosyal Bilimler Lisesinden Ege Gezisi

NEVŞEHİR(MHA)  Nevşehir Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi öğrencilerine yönelik Ege bölgesi gezisi düzenlendi.

Söz konusu geziye ilişkin yapılan açıklamada; “Okulumuzdan 40 öğrenci ve dört öğretmen ile Denizli Aydın ve İzmir illerimizin güzelliklerini yerinde görmek ve Dokuz Eylül Hukuk Fakültesini ziyaret etmek amacıyla Nevşehir’den hareket edildi.

Güzel bir gece yolculuğunun ardından Denizli ili Honaz ilçesine bağlı Kaklık Yeraltı Mağarası‘na ulaşıldı. Ana yola yaklaşık 3 km. kadar uzaklıkta olan mağara gezilip görülmeye değer bir mekan. Kaklık Mağarası damlataşı, sarkıtları ve dikitleriyle süslü olup, Pamukkale’de bulunan travertenlere benzer, traverten basamaklarıyla eşine rastlanmaz güzellikte olup, Küçük Pamukkale veya Mağara Pamukkale olarak adlandırılmaktadır. Mağara içerisinde bol miktarda termal su bulunmaktadır. Kükürtlü su olması nedeniyle mağarada hoş olmayan bir koku var. Bunu da hatırlatmış olalım.

Mağara gezimizin ardından Pamukkale’ye hareket ediyoruz. Yolda aldığımız bir kahvaltıdan sonra Pamukkale’yi uzaklardan görmeye başlıyoruz. Bu arada Nevşehir’den aşina olduğumuz iki tane de sıcak hava balonunu görüyoruz. Rehberimiz Murat PEKTAŞ hem Pamukkale’nin oluşumunu anlatırken hem de tarihi yerleşimlerinden bahsetmektedir. Pamukkale “Bileşiminde kalsiyum karbonat dışında sülfat, sodyum, demir, potasyum, magnezyum, serbest karbondioksit bulunuyor. Tortulu kayaç traverten terası, pamuk gibi beyaz ve ilk halinin yumuşaklığı nedeniyle Pamukkale adını alan bölgede, 33-35 °C sıcaklık aralıklarında 17 adet sıcak su alanı bulunuyor.” Yine tarihi yönden “Denizli ilinin 18 km. kuzeyinde yer alan Hierapolis antik kentinin Arkeoloji literatüründe “Holy City” yani Kutsal Kent olarak adlandırılması, kentte bilinen bir çok tapınak ve diğer dinsel yapının varlığından kaynaklanmaktadır. Hierapolis olarak adlandırılmadan önce kentte bir yaşamın var olduğunu Ana Tanrıça kültünden dolayı biliyoruz.

Kentin kuruluşu hakkında bilgilerin kısıtlı olmasına karşın; Bergama Krallarından II. Eumenes tarafından MÖ. II. YY. başlarında kurulduğu ve Bergama’nın efsanevi kurucusu Telephos’un karısı Amazonlar kraliçesi Hiera’dan dolayı, Hierapolis adını aldığı bilinmektedir. Hierapolis Roma döneminden sonra Bizans döneminde de çok önemli bir merkez olmuştur. Bu önem, MS. IV. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlık merkezi olması (metropolis), MS. 80 yıllarında, Hz. İsa’nın havarilerinden olan, Aziz Philipin burada öldürülmesinden kaynaklanmaktadır. Hierapolis, XII. yüzyıl sonlarına doğru Türklerin eline geçmiştir.”

Pamukkale Travertenlerinin hemen yanında tüm görkemiyle ayakta duran Pamukkale Hierapolis Antik Kenti’nin kalıntılarının büyük bölümü de bu dönemden. Eşi bulunmaz güzellikteki travertenler ile birlikte bu kalıntılar UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Miras Listesi’nde yer alıyor. Antik tiyatro, tapınaklar, anıtsal çeşmeler, mezarlar, agora, gymnasium gibi yapılar da size 2 bin yıl öncesinin kentinde olduğunu hissettirecek derecede iyi durumda.”

Bu güzellikleri gezip gördükten sonra İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı, tepelerin arasına kurulmuş ve özgün tarihi mimarisini önemli ölçüde korumuş olan, Zeytin ağaçlarının, mandalina ağaçlarıyla iç içe geçtiği bir yolun kıvrımlarıyla ulaşılan Şirince köyüne varıyoruz. Burada geçirilen serbest zamandan sonra konaklamak üzere Selçuk ilçemizin öğretmenevine hareket ediyoruz.

Gezimizin ikinci gününde Meryemana ve Efes Antik Kentini ziyaret ediyoruz. Meryemana Kilisesi Hristiyanlar için çok önemli mekandır. Efes Antik kentinin ilk kuruluşu M.Ö. 6000 yıllarına, kadar inmektedir. Son yıllarda yapılan araştırma ve kazılarda Efes çevresindeki höyükler (tarih öncesi tepe yerleşimleri) ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi’nde Tunç Çağları ve Hittitlere ait yerleşimler saptanmıştır. Hititler Döneminde kentin adı Apasas’tır. M.Ö. 1050 yıllarında Yunanistan’dan gelen göçmenlerin de yaşamaya başladığı liman kenti Efes, M.Ö. 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşınmıştır. Bugün gezilen Efes ise, Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur. Hellenistik ve Roma dönemlerinde en görkemli zamanlarını yaşayan Efes, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200.000 kişilik nüfusa sahipti. Efes, Bizans Dönemi tekrar yer değiştirmiş ve ilk kez kurulduğu Selçuk’taki Ayasuluk Tepesi’ne gelmiştir.

Gezimizin öğleden sonraki bölümünde Kuşadası’nın mavi sularında tekne turuna çıkıyoruz. Turdan sonraki serbest zamanın ardından konaklamak üzere Çeşme Alaçatı Öğretmenevine hareket ediyoruz. Öğretmenevine yerleştikten sonra Alaçatın’nın tarihi sokaklarında dolaşırken eşsiz lezzetteki dondurmalarını tadıyoruz. Gezimizin üçüncü gününde önce Çeşme Kalesi ve marinayı gördükten sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesine geçiyoruz. Fakülte hakkında bilgi aldıktan sonra kütüphane ve farazi mahkeme salonlarını görüyoruz. Daha sonra Tarihi saat Kulesi ve Kemeraltında serbest zaman geçiriyoruz. Öğleden sonraki bölümde İzmir Kordonu gezerek Nevşehir’e hareket ediyoruz. Bu güzel gezinin yapılmasında emeklerini esirgemeyen okul müdürümüz Muhammet Orçin’e, Gezi Kulübü öğretmeni Ahmet Güntürkün’e, Fransızca öğretmenimiz Hatice Öksüz’e, Gezi rehberimiz Murat Pektaş’a ve öğrencilerimize teşekkür ederiz” denildi.

YORUMLAR
Bir Yorum Yapın