MEMUR VE EMEKLİLERİMİZİN ZARARLARI BİR AN ÖNCE KARŞILANMALIDIR
Türkiye Kamu-Sen Nevşehir İl Temsilcisi ve Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Turgay Çetin, “Kamu görevlilerimizin daha fazla dayanacak gücü kalmamıştır” diyerek, “Memurlarımız, kamu işçilerine yapılan artış alt sınır olmak kaydıyla, Temmuz ayı beklenmeden Ocak ayından bugüne değin oluşan zararları da karşılayacak tatminkâr bir seyyanen artışı fazlasıyla hak etmişlerdir” dedi.
Çetin, açıklamasında şu satırlara yer verdi;
“Kamu işçilerinin 2023 ve 2024 yıllarına ilişkin maaş ve ücretlerinin belirlenmesine yönelik toplu sözleşme görüşmeleri, Sayın Cumhurbaşkanının yaptığı açıklama neticesinde uzlaşma ile sonuçlanmıştır. Buna göre 2023 yılı Ocak ayı itibarı ile en düşük kamu işçisinin maaşı 15 bin TL’ye yükseltilmiş, ayrıca kamu işçilerine 2023 yılının ilk 6 ayı için %45 zam yapılması kararlaştırılmıştır. Bunun yanında fazla çalışma ücretleri, ilave tediyeler ve ikramiye rakamlarına da %70’ler düzeyinde artış yapılmıştır.
Hatırlanacağı gibi 2023 yılının Ocak için yetkili konfederasyonun imzaladığı toplu sözleşme gereği memur maaşlarına %8 oranında 6 aylık zam ve enflasyon farkı verilmesi öngörülmüştü; hükümet ise Ocak ayı geldiğinde bu rakamlara refah payı da eklenmek suretiyle toplam artış oranını %30 olarak güncellemişti. Dolayısıyla, 2023 Ocak ayı itibarı ile kamuda çalışan iki kesim olan işçi ve memurlardan; işçilere %45, memurlara %30 zam yapılmış oldu. Bu durum kamuda işçiler lehine var olan maaş farkının biraz daha açılmasına yol açtı.
Ocak ayı itibarıyla değerlendirildiğinde en düşük kamu işçisinin maaşı 15 bin TL olurken, en düşük dereceli memur maaşı bütün sosyal yardımlar, aile ve çocuk parası ile ek ödemelerle birlikte 11 bin 930 TL’de kalmış, en düşük kamu işçisi ile en düşük memur maaşı arasında 3 bin TL’den fazla fark oluşmuştur. Bu makas ücret seviyesi yükseldikçe daha da açılmaktadır.
Yıllardan beri dile getirdiğimiz üzere hedeflenen enflasyon temelli maaş artışı yaklaşımı memur ve emeklilerimizi sefalete sürüklemekte, toplu sözleşme süreçlerinde işçi ve memurlara uygulanan farklı yaklaşımlar, kamuda ücret adaletini ve çalışma barışını bozmaktadır. Gıda, kira, ulaşım, ısınma gibi vatandaşlarımızın vaz geçemeyeceği harcama kalemlerinde görülen fiyat artışları, kamuda çalışan işçiler için dikkate alınırken memur ve emeklilerimizin farklı bir kritere göre değerlendirilmesi kabul edilebilir değildir.
Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada memurlarımızın yaşadığı kayıpların Temmuz ayında telafi edileceğini ifade etmiştir. Ancak Sayın Cumhurbaşkanı Temmuz ayında memur maaşlarına verilecek refah payının oranı ya da miktarı hakkında bir açıklamada bulunmamıştır. Dolayısıyla memurlarımız hayat pahalılığı karşısında bir bilinmezliğin pençesine terk edilmemelidir.
Kamu görevlilerimizin daha fazla dayanacak gücü kalmamıştır. Memurlarımız, kamu işçilerine yapılan artış alt sınır olmak kaydıyla, Temmuz ayı beklenmeden Ocak ayından bugüne değin oluşan zararları da karşılayacak tatminkâr bir seyyanen artışı fazlasıyla hak etmişlerdir. Sayın Cumhurbaşkanımızın memurlarımıza ilişkin ifadeleri, memurlarımızın beklentilerinden haberdar olduğunun ve sorunları gördüğünün kabulü niteliğindedir. O halde sorunun çözümü için derhal gerekli tedbirleri alarak aileleriyle birlikte 20 milyon kamu çalışanı kitlesinin mağduriyetini gidermek en doğru yaklaşım olacaktır” dedi.