Kültürel erozyonu durdurmak için zamanımız azalıyor!
NEVŞEHİR(MHA) Kapadokya Koruma Grubu Sözcüsü Mükremin Tokmak, Kapadokya bölgesinde kültürel erozyonu durdurmak için zamanın azaldığına dikkat çekti.
Tokmak konuya ilişkin açıklamasında, “Sevgili tarih, doğa ve kültür savunucuları; değerli Kapadokya severler. Eşsiz Kapadokya’mızın tarihi, kültürel,doğal güzellik ve miraslarının farkında olan arkadaşlarımızla bölgemizi korumak için oluşturduğumuz “Koruma Grubu” olarak sizleri selamlıyoruz.
Kapadokya; uyumlu bir dansla milyonlarca yıllık jeolojik oluşumların yarattığı ahenkli estetik… Binlerce yıl boyunca insanlık tarihine ev sahipliği yapmış, üzerinde yaşayan tüm uygarlıkların kültür miraslarını bizlere ulaştırmış ve bu zenginlikler bizi kendisine âşık etmeye yetmiştir. Böyle bir güzelliği korumak en büyük amaç olması gerekirken, ne yazık ki, Kapadokyason yıllarda hızı gittikçe artan ciddi bozulmalara maruz kalmıştır.
‘Koruma’ değil, hoyratça ‘Kullanma’
2019 yılında kurulan “Alan Başkanlığı”, kuruluş gerekçesini “Koruma-Kullanma” dengesi olarak belirlemiş, fakat‘koruma ’ihmal edilmiş, ‘kullanma’ belirgin bir şekilde ön plana çıkmıştır. Alan yönetimine geçilmesiyle birlikte, Kapadokya’da1. derecede arkeolojik ve doğal SİT alanı olan yerler bile ‘turizm yatırımı’ adı altında çirkin bir betonlaşma sürecine girmiştir. Son olarak Ortahisar-Göreme arasına yapılmaya çalışılan yol projesi ise kalbimize saplanan bir hançer olmuştur.
Bölge halkının kültürel deformasyona uğraması nedeniyle Kapadokya’nın zenginliğini oluşturan doğal, tarihi ve kültürel mirası ticari sermayeye dönüştürülmüş, geleneksel tarihi kent dokuları da büyük yara almıştır.
Kentsel Dönüşümün yok ettikleri…
Son yıllarda ülkemizde uygulamaya sokulan “Kentsel Dönüşüm” uygulamaları Kapadokya’nın tarihi kentlerini, mahalle ve sokaklarını tümden yok etmiştir. Örneğin, Nevşehir Kale Bölgesinde yaklaşık 3 bin yapı yıkılarak geri dönüşü imkânsız bir kültürel tahribat yapılmıştır.Modernleşme ve gelişme adına yapılan bu işler ne yazık ki bozulmanın temelini oluşturmaktadır.
‘İmar Barışı’ mı, ‘Tahribatın Onaylanması’ mı?
Avanos, Uçhisar, Ortahisar, Ürgüp, Sinasos, Çavuşin, Göreme ve bölgenin diğer irili ufaklı tarihi köy ve kasabaları, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde tahrip edilmiş ve edilmeye devam etmektedir.Yapılan tahribatların üzeri “İmar barışı” adı altında devlet tarafından kapatılmaya çalışılmaktadır. En önemli örnek ise Göreme kasabasıdır.
Rum yerleşkesi olan Başköy/Potamya köyü önemli başka bir örnektir.
Devlet ve ilgili kurumlar Başköy/Potamya’da devam eden 2 bin yıllık yaşamı ve birikimi göz önüne almadan köyün üzerinde bulunan kayaların düşmesini gerekçe göstererek bu köyü “AFET” bölgesi ilan etmiştir. 1924 Mübadelesi ile Anadolu’ya gelen son kültür grubu olan Boşnakları deprem konutlarına taşıyarak köyü kaderine terk etmiştir. Birçok dini ve sivil mimari yapı öğeleri, süsleme ve yapı tekniği olan çok özel evler zamana ve insan insafına terk edilmiş, Kapadokya’nın bir ışığı daha söndürülmüştür. Bu örnek, bölgenin en can alıcı acı örneğidir.
Kültürel erozyonu durdurmak için zamanımız azalıyor!
Kapadokya’da ne yazık ki, tüm dünyada olduğu gibi paranın öne geçtiği, tarihin, doğanın ve insanın fiziki olarak geriye itildiği,meta+para kavramının birinci sıraya geçtiği dönemsel bir kültürel erozyon yaşanmaktadır.
Zamanın deformasyonu kadar bilgisiz insanların yaşadığı çevreye verdiği zarar da bu anlamda büyük etki yapmaktadır. Koruma bilincinin oluşması için devlet ve ilgili kurumlar,akademik kariyer sahibi insanlar ve duyarlı kamuoyu tarafından biran önce farkındalığı yükseltme çalışmaları yapılmalıdır.
Siz Kapadokya dostlarına,gösterdiğiniz/göstereceğiniz ilgi ve duyarlılıktan dolayı minnettarız. Dünya kültür mirası Kapadokya’mızı korumak için elinizden gelen desteği bizlere vereceğinize gönülden inanıyoruz.