İstanbul sözleşmesinden çekilmek kadın cinayetlerini meşrulaştırmaktır

İstanbul sözleşmesinden çekilmek kadın cinayetlerini meşrulaştırmaktır NEVŞEHİR(MHA) Birleşik Kamu İş İl Temsilcisi ve Eğitim-İş Şube  Başkanı İbrahim Demir, Türkiye’nin, Cuma gecesi yayımlanan bir kararname ile tek adam rejimi ile yönetilmenin ne demek olduğuna bir kez daha şahit olduğunu söyledi. Demir, “AKP Genel Başkanının imzası ile Türkiye uzun bir süredir tartışmaların odağında olan İstanbul sözleşmesinden çekildi. […]

 İstanbul sözleşmesinden çekilmek kadın cinayetlerini meşrulaştırmaktır

23.03.2021 - 13:14

Güncelleme : 23.03.2021 - 13:15

İstanbul sözleşmesinden çekilmek kadın cinayetlerini meşrulaştırmaktır

NEVŞEHİR(MHA) Birleşik Kamu İş İl Temsilcisi ve Eğitim-İş Şube  Başkanı İbrahim Demir, Türkiye’nin, Cuma gecesi yayımlanan bir kararname ile tek adam rejimi ile yönetilmenin ne demek olduğuna bir kez daha şahit olduğunu söyledi.

Demir, “AKP Genel Başkanının imzası ile Türkiye uzun bir süredir tartışmaların odağında olan İstanbul sözleşmesinden çekildi. Öncelikle belirtmek gerekir ki bu kararname mevcut anayasanın açık bir şekilde ihlalidir ve anayasamıza göre yok hükmündedir. Mevcut Anayasamızın 90. Maddesine göre usulü ile imzalanmış olan uluslararası anlaşmalar kanun niteliğinde olup, değiştirilemezdir. Kadınlarımızı şiddete ve cinayetlere karşı koruma altına alan İstanbul sözleşmesinden bir kararname ile çıkılması, Türkiye’de mevcut anayasanın da tek adam rejimi ile askıya alındığının da açık bir ilanıdır. Türkiye’de yaşam hakkı hiçe sayılan kadınlarımız, bu karar ile iyiden iyiye korumasız ve güvencesiz hale gelecektir. Bu saatten sonra işlenen her kadın cinayeti ve kadına yönelik şiddetin sorumlusu bu kararın altına imza atan siyasi irade olacaktır. Türkiye’de AKP’nin iktidarda olduğu 19 yıl boyunca en az 7 bin 600 kadın cinayetlere kurban gitmiştir. Sadece son 3 ayda en az 70 kadın erkekler tarafından katledilmiştir. Son 8 yılda yarım milyon kadın maruz kaldığı şiddet nedeniyle evini terk etmek zorunda kalmıştır. Yaşanılan şiddet ve baskı nedeniyle 1,6 milyon kadın ise hayatta kalabilmek için koruma talebinde bulunmuştur. Tablo bu kadar ürkütücü bir haldeyken bu karar ile kadınlarımıza yönelik şiddetin boyutu daha korkunç noktalara ulaşacaktır. Kısacası bu karar kadın cinayetlerini meşrulaştırmak demektir. Türkiye Cumhuriyetinde kadının ismini dahi hazmedemeyen gerici güruhların ısrarı ile alınan bu karar, laik ve demokratik anayasal düzenimizi de açıkça hedef almaktadır. Alınan bu hukuksuz karardan derhal geri dönülmeli ve kadınlarımızın yaşam güvence altına alınmalıdır” ifadelerinde bulundu.

YORUMLAR
Bir Yorum Yapın